-
1 claquer
Iv işaklamak◊Le volet claque contre le mur. — Pancur duvara karşı şaklıyor.
IIv tçarpmak -
2 werfen
werfen <wirft, warf, geworfen> ['vɛrfən]I vtnicht \werfen! atmayınız!;jdn zu Boden \werfen birini yere atmak;die Tür ins Schloss \werfen kapıyı çarpmak;etw auf den Markt \werfen bir şeyi pazara sürmek;eine Münze \werfen yazı tura atmak;jdn ins Gefängnis \werfen birini hapse atmak;jdn aus etw dat \werfen birini bir şeyden atmak2) ( bilden) yapmak, oluşturmak;die Flüssigkeit wirft Blasen sıvı kabarcık yapıyorII vrsich \werfensie warf sich aufs Bett kendini yatağa attı3) ( sich verziehen) esnemek, yamulmak, çarpılmakIII vi1) a. sport atmak;wie weit kannst du \werfen? ne kadar uzağa atabilirsin?;mit Geld um sich \werfen paraları saçıp savurmak -
3 close the door on
kapıyı suratına çarpmak, kapıyı suratına kapatmak, bütün kapıları kapatmak, imkânsızlaştırmak -
4 close the door on
kapıyı suratına çarpmak, kapıyı suratına kapatmak, bütün kapıları kapatmak, imkânsızlaştırmak -
5 bang the door on
kapıyı suratına çarpmak, imkânsızlaştırmak, bütün kapıları kapatmak -
6 shut the door on
kapıyı suratına çarpmak, bütün kapıları kapatmak, imkânsızlaştırmak -
7 bang the door on
kapıyı suratına çarpmak, imkânsızlaştırmak, bütün kapıları kapatmak -
8 shut the door on
kapıyı suratına çarpmak, bütün kapıları kapatmak, imkânsızlaştırmak -
9 bang
adv. tam, tamamen, bütünüyle————————interj. güm, küt, pat, çat————————n. gürültü, patlama, patırtı, heyecan, zevk; uyuşturucu enjeksiyonu————————v. vurmak, çarpmak, küt diye çarpmak (Argo), güm diye çarpmak (Argo),,hızla çarpmak; sevişmek, yatmak* * *1. çarp (v.) 2. darbe (n.)* * *[bæŋ] 1. noun1) (a sudden loud noise: The door shut with a bang.) 'bam', 'güm', 'çat' sesi2) (a blow or knock: a bang on the head from a falling branch.) şiddetli bir vuruş, darbe2. verb1) (to close with a sudden loud noise: He banged the door.) kapıyı çarparak kapamak, 'güm'diye kapatmak2) (to hit or strike violently, often making a loud noise: The child banged his drum; He banged the book down angrily on the table.) şiddetle vurmak3) (to make a sudden loud noise: We could hear the fireworks banging in the distance.) aniden patlamak, gümbürdemek•- banger -
10 knock
n. vuruş, darbe, vurma, çalma————————v. çalmak, vurmak, çarpmak, kapıyı çalmak, sertçe eleştirmek, devirmek, teklemek* * *1. vuruntu (n.) 2. vur (v.) 3. vuruş (n.)* * *[nok] 1. verb1) (to make a sharp noise by hitting or tapping, especially on a door etc to attract attention: Just then, someone knocked at the door.) vurmak, çalmak, tıklatmak2) (to cause to move, especially to fall, by hitting (often accidentally): She knocked a vase on to the floor while she was dusting.) vurup/çarpıp devirmek3) (to put into a certain state or position by hitting: He knocked the other man senseless.) vurmak, yere sermek4) ((often with against, on) to strike against or bump into: She knocked against the table and spilt his cup of coffee; I knocked my head on the car door.) vurmak, çarpmak, toslamak2. noun1) (an act of knocking or striking: She gave two knocks on the door; He had a nasty bruise from a knock he had received playing football.) vurma, çarpma, toslama, çalma2) (the sound made by a knock, especially on a door etc: Suddenly they heard a loud knock.) vuruş, vurma sesi•- knocker- knock-kneed
- knock about/around
- knock back
- knock down
- knock off
- knock out
- knock over
- knock up
- get knocked up -
11 хлопать
çırpmak; şaklamak; şamarlamak* * *несов.; сов. - хло́пнуть, однокр., похло́пать1) çarpmak; çırpmak; şaklamakхло́пать в ладо́ши — el çırpmak, avuçlarını birbirine vurmak; alkışlamak, alkış tutmak ( аплодировать)
хло́пать кры́льями — kanat çırpmak
хло́пнуть бичо́м — kamçıyı şaklatmak
хло́пать дверьми́ — kapıları çarparak kapamak
не хло́пай две́рью! — kapıyı çarpma!
хло́пнула дверь — kapı çat diye kapandı
где-то хло́пнул вы́стрел — bir yerden pat diye silah sesi geldi
2) vurmak; şamarlamak; okşamakхло́пать себя́ по коле́ням — dizlerine pat pat vurmak
он дру́жески хло́пнул меня́ по плечу́ — omuzuma dostça bir şaplak indirdi
он похло́пал ло́шадь по ше́е — atın boynunu şamarladı
я похло́пал его́ по щеке́ — yanağını okşadım
••хло́пать уша́ми — прост. koyun kaval dinler gibi dinlemek
-
12 bumsen
1. v/i <h> fam (pochen) an die Tür bumsen kapıyı yumruklamak; <sn> fam (prallen, stoßen) mit dem Kopf an den Schrank bumsen başını dolaba çarpmak; <h> pop sexuell mit jemandem bumsen b-le düzüşmek2. v/unp <h> es bumste bei Zusammenstoß bir çarpma sesi geldi, bir çarpışma oldu -
13 zuwerfen
jemandem einen Blick zuwerfen b-ne bir bakış fırlatmak
Перевод: со всех языков на турецкий
с турецкого на все языки- С турецкого на:
- Все языки
- Со всех языков на:
- Все языки
- Азербайджанский
- Английский
- Турецкий